20 Ocak 2012 Cuma

Kim Clijsters, Jada ve Baba


Sezonun ilk grand slam'i olan Avustralya Açık bu hafta başladı. Kişisel olarak işlerimin yoğunluğundan dolayı maçları izleme şansı bulamadım. Umarım ikinci haftanın vadettiği birinci sınıf tenis maçlarını ve unutulmaz hikayeleri buraya taşıyacak vakti bulabilirim. Kim Clijsters hakkında Guardian Weekly'nin 20-26 Ocak sayısında yayınlanan duygusal yazıyı ise, blogdaki geç Avustralya Açık açılışının telafisi olarak sizlere sunuyorum. Açılış yazısı ile kadınlarda tarafımı da açık etmiş oldum sanırım.

Kim Clijsters, Jada ve Baba

Kim Clijsters, profesyonel spor tarihinin en kayda değer geri dönüş hikayelerinden birini tehdit etmekte olan sakatlıklarıyla ilgili olarak: "Geçtiğimiz yıl her şeyin bittiğini düşündüğüm pek çok an oldu" diyor ve ekliyor: "Bunlar hayal kırıklığına ve ümitsizliğe kapıldığım anlardı, kendimi dipte hissediyordum çünkü bütün sıkı çalışmalarım boşa gitmiş görünüyordu. Ama bu anlar geride kaldı ve kaldı ve rehabilitasyona gitmek motivasyonum geri geldi. Gerçekten çok sıkı çalıştım; ama bu cidden hiç de kolay olmadı."

Clijsters dünyadaki en sempatik profesyonel tenis oyuncusu ve sıradan bir hayatı ününün getirdiklerine tercih eden bir süper yıldız olabilir; ama şu anda her zamankinden fazla belirsizlikle karşı karşıya. Clijsters için 2011 yılının son 8 ayı, Wimbledon ve Amerika Açık'tan çekilmesine neden olan bilek ve omuz sakatlıkları ile mide rahatsızlıkları yüzünden berbat oldu.

Clijsters, vücudunu güçlendirmeye konsantre olması gerektiğinin farkına vardı ve uzun bir ara verdi. Geçtiğimiz ay memleketi Belçika'da Caroline Wozniacki ile bir gösteri maçında karşılaştı ve dünya bir numarasını iki sette yenmeyi başardı.

Clijsters o maçta en büyük zaferini, yani 2009'da emeklilikten geri dönüşünün ardından oynadığı henüz üçüncü turnuva olan Amerika Açık'ı kazanışını simgeleyen yeteneklerinden bir kısmını sergiledi. O dönemde 2007 yılının Mayıs ayında bir aile kurmak için tenise veda eden Clijsters dünya sıralamasında yoktu ve turnuvaya wildcard ile katılmıştı. Clijsters, Flushing Meadows'da kazanan ilk wildcard sahibi oyuncu olduğunda Jada isimli küçük bir kız annesiydi ve bütün dünyadaki kadınlara ilham kaynağı olmayı başarmıştı.

Clijsters 2010 yılında da Amerika Açık'taki başarısını tekrarladı ve geçtiğimiz Ocak ayında Avustralya'da bir grand slam daha kazandı. Daha sonra Paris'te bir salon turnuvasına katılarak kısa bir süreliğine Wozniacki'nin yerine dünyanın birinci sırasına oturdu.

Şimdilerdeyse Clijsters son sakatlığını geride bırakmaya çalışıyor. Bu ayın başında, beş aydır oynadığı ilk turnuva olan Brisbane'de, Daniela Hantuchova'ya karşı oynadığı yarı final maçını yarıda bırakmak zorunda kalmıştı.

Yapılan testler yalnızca kalçasında bir kas spazmı yaşadığını gösterdi ve Clijsters da çekilmesinin yalnızca tedbir amaçlı olduğunu açıkladı. Bu onun geçtiğimiz pazartesi günü Melbourne'de başlayan Avustralya Açık'ta oynamaya ne kadar istekli olduğunun bir göstergesiydi. Clijsters, "fiziksel açıdan her zamankinden daha güçlü hissediyorum" diyor.

Kendisinin de kabul ettiği gibi bu onun son Avustralya Açık turnuvası ve bu açıklama aynı zamanda bir yıl dönümü ile çakıştı. Eski bir Belçika futbol milli takımı oyuncusu olan babası Lei'nin 4 Ocak 2009'da hayatını kaybetmesinin ardından 3 yıl geçmişti. Clijsters babasını her gün düşündüğünü belirtiyor.

"Genellikle onu eğlenceli halleriyle veya Jada'yı yetiştirirken hatırlıyorum. Tabii ki insanlar taziye mesajları beni etkiliyor; ama onun ölüm yıl dönümü, yani 4'ü sadece bir rakamdan ibaret. O yılın diğer tüm günlerinde benimle birlikte."

Emeklilikten geri dönüşü, 2009 yılının Mayıs ayında bir Wimbledon'da oynanan bir hazırlık maçıyla gerçekleşmiş ve babasının ölümü ve kızı Jada'nın doğumuyla çevrelenmişti. "Babam öldükten birkaç hafta sonra menajerim aradı, ki kendisi de babamın yakın arkadaşlarından biriydi. Bana, Wimbledon'ın yeni merkez kortunun açılışı için, idolüm olan Steffi Graf, Andre Agassi ve Tim Henman ile özel bir maç yapmamı istediklerini söyledi. Çok mutlu olmuştum."

"Yaşadığım son yılı yeniden düşündüm. 7 aylık hamileyken babamın hasta olduğunu öğrendim. Eşimle birlikte eve gitmek ve hamileliğin bu özel döneminin keyfini çıkarmak istiyordum; ama babamı hastanede gördüm. Ve Jada doğduktan sonra da eve daha kötü haberler duyduktan sonra dönebildik. Babamın çok hasta halini gördükten bir saat sonra Jada'nın ilk gülüşüne şahit oluyor veya onunla eğleniyorduk. Çok garip bir dönemdi."

"Ama o geçen yılda birbirimize çok yakındık. Çok acı verici; ama insanı güçlendiriyor ve hayata yeni bir gözle bakmanı sağlıyor. Ve tabii ki ölüme de. Babamın bu kadar genç öleceğini hiç tahmin etmemiştim. Sadece 52 yaşındaydı."

"Önemli olan Jada'yı tanımış olması ve onu yanına bıraktığımda buna bayılmasıydı. Onu besliyor ve onunla oynuyordu. O benim babamdı, harika bir arkadaş, bir yol gösterici, bir koruyucuydu."

Clijsters'ın uzun sakatlık listesi, nihai emeklilik kararı çok uzakta olmadığını gösteriyor. "Son bir kez Melbourne'de iyi işler yapmak çok iyi olur. Hayalim ise Wimbledon'ı kazanmak ve Londra Olimpiyatlarında yer almak. Ve tabii ki son bir Amerika Açık da çok özel olurdu."

"Ama son aylar bana hiç bir şey beklememeyi öğretti. Ne olursa olsun oldukça şanslı olduğumun bilincindeyim; çünkü ne olursa olsun harika bir ikinci kariyere sahip oldum. Babam bunu sonsuza kadar hatırlamamı isterdi."

Kaynak: "Kim Clijsters, Jada and Dad". Donald McRae. Guardian Weekly, 20-26 Ocak 2012 Sayısı.

Fotoğraf guardian.co.uk internet sitesinden alınmıştır

1 yorum:

ebru dedi ki...

Özellikle AO başladıktan sonra her gün baktım diyebilirim.
Güzel bir dönüş olmuş. Kim benim en sevdiğim oyunculardan birisi ve O'nun ya da Sharapova'nın kazanmasını isterim bayanlarda..
Erkeklerde ise değişmez ve tek favorim Federer.
Turnuva ile ilgili yorumlarınızı bekliyoruz.